Yeni Yıl’a Girmeyen Ülke

Roboski (anti-pop, 2011) -Gün Zileli

Roboski (anti-pop, 2011) -Gün Zileli

Türkiye yeni yıla girmeyecek. Biraz sonra, hayatında kontrol edebildiği ve bu yüzden kendisini var hissedebildiği yegane dairenin çapı, banka kredili arabasının direksiyonundan ibaret milyonlarca erkek, kendisine yapıldığında zıvanadan çıktığı her kuraldışı-ters-aykırı-saygısız-münasebetsiz-terbiyesiz-ahlaksız-erdemsiz-edepsiz-kaba-hoyrat-riskli-tehlikeli-ölümcül hareketi, son derece kendinden emin şekilde, büyük bir haklılık duygusuyla, ve adaleti tecelli ettirdiği inancıyla aynı otobüsü-vapuru-treni-parkı-kaldırımı-yolu-pazarı-mezarı paylaştığı milyonlarca erkeğe misliyle icra edecek. Sahip olduğu bütün söz birikimini TRT spikerlerinin Hacivat-Karagözvari atışmasından devşirmiş ortayol erbabı, bu cümleden tüm canavarları alt etmenin yegane yolunun küçüklerimizi sevmek büyüklerimizi saymaktan geçtiğini nakaratlayacak. Küçükken sevilmemiş büyükken sayılmamış, çünkü kendisine insan olarak hiç değer verilmemiş, ve bu yüzden başkalarına insan olarak değer vermeyi aklına bile getirmemiş canavarlar birbirinin pençesinde kadın-erkek-çoluk-çocuk-torun-torba-genç-yaşlı-hasta-sağlam can verecek. Olur da canavarı insan yerine koymaya çalışan olursa, onlar da bir kırmızı ışıktan geçme-ters yola girme-yan bakma-ayak sekme-sendeleme-sakarlama-omuzdan teğetleme-benzetme-benzetilme-dedim demedin-sen benim kim olduğumu biliyor musun lan-sen kime lan diyo’sun lan kavgasında, canavara insanca yaklaşmanın bedelinin ne olduğunu öğrenecek ama bu bilgiyi başkasına aktarma fırsatı bulamayacak. Ve buradan birisi çıkıp da herkesin canavarlaşıp yek diğerini pervasızca felakete sürüvermesini, kendisini pek namuslu ve şerefli görürken ötekini pek namussuz ve şerefsiz görüyor oluşuyla, görmeye hazır oluşuyla ilişkilendirmeyecek. Etten kemikten trafik canavarları, yol kenarlarındaki grafikten trafik canavarı tabelaları sayesinde nesnesinden soyutlanacak, kişisizleştirilecek, herkesleştirilecek, ve böylece hiçkimsesizleştirilecek.

Türkiye yeni yıla girmeyecek. Biraz sonra bir kadın, müstakbel-mevcut-sabık eşi-sevgilisi-dostu-nişanlısı-belalısı- takıntısı-askıntısı-sarkıntısı-anası-babası-kardeşi-abisi-ablası-amcası-yeğeni-kuzeni tarafından sokak ortasında güpegündüz alnının ortasından vurularak, geceyarısı tenhada kıstırılıp bıçaklanarak, balkondan pencereden terastan damdan atılarak, yoldan geçen arabaların altına itilerek öldürülecek. Bu ölüm de diğer ölümler gibi kadına karşı şiddet teraneleri içinde eritilerek, olay ile olgu arasındaki fark belirsizleştirilerek, namus cinayeti ile kadına koca dayağı aynı teşbihle teşhisten arındırılarak, tanınamaz ve ayrıştırılamaz hale getirilerek buharlaştırılacak. Bir iki beş on yirmi yıllık karısına hiç el kaldırmamış, el kaldırmayı tahayyül etmemiş bir erkeğin bir an sonra aynı kadının canına kıyabilmiş olması nasıl anlaşılamayacaksa otuz yıldır günde üç öğün karısını dövdüğü halde başına silah dayasan karısının canına kıymayı bir an bile hesap etmeyecek erkeğin hali de öyle anlaşılmayacak.

Türkiye yeni yıla girmeyecek. Biraz sonra, hayattaki varlığını kadın veya erkek kalıplarının dışında bir yerde sürdüren bir insan, bu kalıplar ve taraftarları tarafından dövülerek-yaralanarak-aşağılanarak-küfür edilerek- suçlanarak-utandırılarak evinden, sokağından, mahallesinden, köyünden, kasabasından, semtinden, şehrinden kovularak linç edilecek. Her nerede görülse peşine sürek avı koşturulacak. Her sürekte, kenarın kenarlığının bütün cürümleri üstüne yıkılacak. Tek bir yanlışı bulunmasa da bulunuşunun yanlışlığı teşhirin en kanırtıcısıyla kanıtlanacak. Lakin yanlış teşhisle bile olsa adı ağızlara alınmayacak. Grafikle olsun varlığı olumlanmayacak. Medyacılar için reyting, medya takipçileri için katarsis nesnesi olmanın dışında anılmayacak. Resmi erkân tarafından ağza alınmak zorunda kalındığında ağızlar ilk önce “estağfurullah” ve “çok affedersiniz” ile çalkalanacak, sonra da mümkün olan en uzak noktaya tükürülecek. Böylece eşref-i mahlûkat, insan ile insan-olmayanı bir kez daha huzur ve güven içinde idrak edecek.

Türkiye yeni yıla girmeyecek. Biraz sonra makbul dilden olmayan ana-dilini konuştuğu için, makbul dinden olmayan ata-dinini takip ettiği için, makbul mektepten olmayan kendi meşrebince okuyup yazdığı için, makbul meslekten olmayan zararlı örnek oluşturduğu için, makbul mahalleden olmayan ayaklarını uygun adım marşlara değil kalbinin atışına uydurduğu için kovuşturulacak-soruşturulacak-didiklenecek-korkutulacak-bezdirilecek-yıldırılacak. Biraz sonra, iş arayanın selamına, aş dileyenin endamına, bilgi soranın kelamına, merak edenin meramına bakılacak. Ehliyet yerine cemiyet, kabiliyet yerine cibiliyet, malumat yerine kanaat, cesaret yerine itaat sual edilecek. Hiçkimse ama hiçkimse bilim teknoloji sanat felsefe düşünce edebiyat estetik güzellik sağduyu ve nihayet vicdan üretmeyen, üretemeyen bu topraklardaki barışsızlığın makbul addedilmeyenin yıldırılmasıyla, öldürülmesiyle, yok edilmesiyle ilişkili olabileceğini akla getirmek istemeyecek. Hiçkimse ama hiçkimse bu yıldırma politikasının temel stratejisinin, geçilmesi imkânsız namus-nesep-soy sop-kavim kabile imtihanlarından oluşuyor olabileceğini sınamaya yanaşmayacak.

Türkiye yeni bir yıla girmeyecek. Kadınları uçuruma, erkekleri şarampole, ve bu ikisinin arasındakileri mahallenin kenarına atmaya devam edecek. Makbul saymadığını gözünü kırpmadan-tereddüt etmeden-yüreğindeki ferahlığa halel getirmeden öldürecek. Ve bunun dışında hiçbir mevzuyu dert-tasa-endişe etmeyecek.

Ekrem Düzen

Yorumlayınız:

Please log in using one of these methods to post your comment:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s

%d blogcu bunu beğendi: