Sevdalılar | Die Liebenden

Die Liebenden

Sieh jene Kraniche in großem Bogen!
Die Wolken, welche ihnen beigegeben
Zogen mit ihnen schon, als sie entflogen

Aus einem Leben in ein andres Leben.
In gleicher Höhe und mit gleicher Eile
Scheinen sie alle beide nur daneben.

Daß so der Kranich mit der Wolke teile
Den schönen Himmel, den sie kurz befliegen
Daß also keines länger hier verweile

Und keines andres sehe als das Wiegen
Des andern in dem Wind, den beide spüren
Die jetzt im Fluge beieinander liegen.

So mag der Wind sie in das Nichts entführen;
Wenn sie nur nicht vergehen und sich bleiben
So lange kann sie beide nichts berühren

So lange kann man sie von jedem Ort vertreiben
Wo Regen drohen oder Schüsse schallen.
So unter Sonn und Monds wenig verschiedenen Scheiben

Fliegen sie hin, einander ganz verfallen.

– Wohin, ihr?
– Nirgendhin.

– Von wem entfernt?
– Von allen.

– Ihr fragt, wie lange sind sie schon beisammen?
– Seit kurzem.

– Und wann werden sie sich trennen?
– Bald.

So scheint die Liebe Liebenden ein Halt.

.

Bertolt Brecht (1928)

Sevdalılar

Bak şu kocaman yaydaki turnalara
Yanlarına katılmış da bulutlar
Süzülüyorlar başından beri birlikte

Bir yaşamdan başka bir yaşama.
Aynı hizada ve aynı telaşla
Biri varken diğeri de hep yanında.

Bak nasıl da paylaşıyor turnalarla bulutlar
Hızla katettikleri güzelim gökyüzünü
Hiçbiri oyalanmadan diğerinden fazla

Ve yalnızca birbirinin salınışını görerek
Her biri rüzgârını hissederek diğerinin
Öylece uçup gidiyorlar birlikte yanyana.

Rüzgâr alıp sürüklese de hiçliğe;
Kendilerini şaşırıp kaybetmedikçe
Hiçbir şey dağıtamaz onları

Savrulup sürülseler de diyardan diyara
Fırtınalarla savaşların kasıp kavurduğu yerlerden.
Güneşin ve ayın dilim dilim değişen yüzleri altında……………..

Öylece uçup giderler, yine tutkun birbirine.

– Hey, nereye gidersiniz?
– Hiçbir yere.

– Kimden uzaktasınız?
– Herkesten.

– Sorsam, kaç zamandır birliktesiniz?
– Az zamandır.

– Peki, ne zaman ayrılacaksınız?
– Yakında.

Sevdalılar için böyle bir duraktır işte sevda.

.

Çeviren: Ekrem Düzen

Source: Bertolt Brecht: Terzinen über die Liebe (1928); Bertolt Brecht: Gesammelte Werke Band 14: Gedichte 4, Frankfurt am Main 1989, s.15-16.

http://www.uni-due.de/einladung/Vorlesungen/lektuere/terzinen.htm

Photo credits: Andrew Willoughby (Artist’s special personal permission)

http://willoughbyphotography.blogspot.com/2011/04/sandhill-crane-migration.html

NOT:

Bertolt Brecht’in ilk dönemlerine ait bu şiiriyle Onat Kutlar’ın “Günlük Şiirler” başlıklı (benimse “Turnalar Semahı” diye çağırdığım) şiirinde karşılaşmıştım. Onat Kutlar’ın şiiri beni öylesine etkilemişti ki önceleri Brecht göndermesinin müstakil bir şiirle ilgili olabileceği aklıma gelmemişti. Halbuki alenen “nicedir aklımı kurcalayan Bertolt Brecht’in ‘Sevenler’ şiirini düşündüm” demekte. Bu sözleri bir referans olarak okumayı çok sonraları söktüm kısacası. Brecht’in şiirine ulaşınca da hemen çevirme hevesine kapıldım. Hemen çeviremediysem de (diyelim yirmi yıl sonra) nihayet emelime vasıl oldum. Elbette Onat Kutlar’ın şiirinden ve söyleyişinden çok yararlandım. Hem bu nedenle hem de kendisini yad etmeyi sürekli kılmak için “Günlük Şiirler”i buraya almayı borç biliyorum.

Teşekkür etmem gereken diğer kişi ise Turgay Fişekçi. Brecht’in bu şiirini “Sevenler” başlığıyla çevirmiş (acep bir besteleyen de oldu mu ki) ve ben o çeviriden de pek çok iz, işaret devşirdim.

Günlük Şiirler

Sen gittikten sonra iki çalgıcı
turnalar semahını çaldı ve kimse dinlemedi onları
benden başka. Sarımsak kokusunun
yoksulluk ve rakıyla buluştuğu saygısız kalabalıkta
kimse duymadı beni terkeden
kanatların bıraktığı esintiyi. Biri incecik öbürü kalın
iki tel vururken çalgının yüreğine
nicedir aklımı kurcalayan Bertolt Brecht’in
‘Sevenler’ şiirini düşündüm, bir yaşamdan ötekine
yanyana uçan iki turnayı. Taa yirmisekizlerden.
“Güneşin ve ayın az değişken dilimleri altında
uçup giderler yine, böyle tutkun birbirine.
Hey, nereye gidersiniz? – Hiç bir yere. Nerden gelirsiniz?
– Her yerden. Sorarsınız, ne zamandır birliktesiniz? diye.
– Az zamandır. Ne zaman ayrılacaksınız peki? – Yakında.”
Çıktığımda hava açıktı, ikindi güneşi gibi
nicedir ısıtmayan parlak ayın az değişken dilimleri altında
yürürken sordum kendi kendime. Nereye gidiyorsun?
Hiç bir yere. Ne zamandır yalnızsın? Bilmem, denize
ve ayışığından yapraklar kesen
şiire sormalı bunu. Daha yazılırken
bir anıya dönüşen şiirlere.
Sordum kendi kendime ne yapılabilir çamurdan? Heykel.
Acilardan? Aşk. Yoksulluklardan,
bir devrim bile yapılabilir. Ama hiç bir şey
hiç bir şey yapılamaz ayrılıklardan.
Sen, çalgıcılar ve ayışığı çekip gittiniz, uykunun
eşiğine vurulmuş bir turna gibi dönerek
düşerken sordum otuzdokuzlardan Bertold Brecht’le birlikte
“Ne yapmalı peki?” Aklim dokunacak
bir başka akıl arıyor. Nicedir yabancı denizlerde
yıkanan tenim baska bir teni. “Ne yapmalı?”
Biliyorum yağmur yağmaz yukarı doğru yeniden.
Acımaz olur, silinir gider izi bıçağın.
Ama hiç bir rüzgar dolduramaz boş kalan yerini,
bir yaşamdan ötekine
birlikte uçan turnaların
gökyüzünde.

Onat Kutlar

Photo credits: Dmitriy Bitus

One comment

  1. Bertolt’un bu şiirini “Sevdalılar” şeklinde görünce aradığım şiirin bu olmadığını düşünüp kapatacaktım, ulaşmak beni çok mutlu etti. Okuyunca sizin de Onat Kutlar’ın şiirinde karşınıza çıkması -benim durumumdaki gibi- beni çok şaşırttı. Teşekkürler 🙂

    Beğen

Yorumlayınız:

Please log in using one of these methods to post your comment:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s

%d blogcu bunu beğendi: