Une Saison en Enfer | Cehennemde bir Mevsim |
Jadis, si je me souviens bien, ma vie était un festin où s’ouvraient tous les coeurs, où tous les vins coulaient. | Bir zamanlar, hafızam beni yanıltmıyorsa, bir şölendi hayatım, bütün gönüllerin açılıp bütün şarapların saçıldığı. |
Un soir, j’ai assis la Beauté sur mes genoux. – Et je l’ai trouvée amère. – Et je l’ai injuriée. | Gecelerden bir gece kucağımdaydı Güzellik. – Ama yavan geldi bana. – Ben de canına okudum. |
Je me suis armé contre la justice. | Ve kuşandım zırhımı adalete karşı. |
Je me suis enfui. Ô sorcières, ô misère, ô haine, c’est à vous que mon trésor a été confié! | Bastım gittim. Ey cadılar, ey sefalet, ey nefret, hazinem size emanet! |
Je parvins à faire s’évanouir dans mon esprit toute l’espérance humaine. Sur toute joie pour l’étrangler j’ai fait le bond sourd de la bête féroce. | İnsan umuduna dair ne varsa öğütüp tükettim fikrimde. Kıyasıya atıldım yeşeren her sevincin üstüne, yaban bir hayvanın sağır hamlesiyle. |
J’ai appelé les bourreaux pour, en périssant, mordre la crosse de leurs fusils. J’ai appelé les fléaux, pour m’étouffer avec le sable, le sang. Le malheur a été mon dieu. Je me suis allongé dans la boue. Je me suis séché à l’air du crime. Et j’ai joué de bons tours à la folie. | Cellâtları çağırdım ki ölürken tüfeklerinin dipçiklerini kemireyim. Salgınlara seslendim ki kan ve kum içinde boğulayım. Karagün benim tanrım oldu. Çamura bulandım. Cürmün ayazında kurundum. Etmediğim dalavere kalmadı deliliğe. |
Et le printemps m’a apporté l’affreux rire de l’idiot. | Ve budalanın ürpertici kahkahasını getirdi bana ilkbahar. |
Or, tout dernièrement, m’étant trouvé sur le point de faire le dernier couac, j’ai songé à rechercher la clef du festin ancien, où je reprendrais peut-être appétit. | Yoksa, en nihayet zevzekliğin son basamağında, düşünmüştüm ki eski şölenin anahtarını arayayım, olur ya hevesim tazelenir yeniden. |
La charité est cette clef. – Cette inspiration prouve que j’ai rêvé! | Meğer kerem imiş o anahtar. – Hah, demek ki rüyamda gelmiş bana bu ilham! |
«Tu resteras hyène, etc… », se récrie le démon qui me couronna de si aimables pavots. «Gagne la mort avec tous tes appétits, et ton égoïsme et tous les péchés capitaux.» | “Sen hep bir sırtlan olarak kalacaksın, falan filan…” diye haykırdı, başımı afyon çiçekleriyle taçlandırmış o iblis. “Git geber bütün iştahınla, bütün bencilliğinle, ve bütün günahınla.” |
Ah! j’en ai trop pris : – Mais, cher Satan, je vous en conjure, une prunelle moins irritée! et en attendant les quelques petites lâchetés en retard, vous qui aimez dans l’écrivain l’absence des facultés descriptives ou instructives, je vous détache ces quelques hideux feuillets de mon carnet de damné. | Of! Buna metelik verecek değilim: – Lâkin, azizim Şeytan, rica ederim öyle ters bakma bana! ve hazır geride kalmış ufak tefek ödlekliklerin yolunu gözlüyorken, sen ki seversin yazarın anlayıştan kavrayıştan nasibini almamışını, sana koparıyorum işte bu uğursuz sayfaları şu lanet kitabımdan. |
Arthur Rimbaud
Çeviren: Ekrem Düzen
[Bu çeviri, Zeynep Saygı’nın eleştiri ve önerileriyle tamamlanabildi. Bütün kusurları bana aittir.]
Serinleyenler