Ayrımcılık, Ötekileştirme, Dışlama Rehberi

Rehber-Kapak-2N. Ekrem Düzen

Pharmakon Yayınevi

ISBN 978-605-84614-5-1
© Pharmakon & N. Ekrem Düzen
birinci basım: Pharmakon, Ankara, 2015

http://www.pharmakonkitap.com
pharmakonyayinevi@gmail.com
twitter: pharmakonkitap
facebook: nuhungemisikitabevi

Psikoloji Dizisi: 1 Elpis-Praksis / 01

yayıma hazırlayan: Erkan Uzun
kapak tasarımı: Nadir Çakır
logo tasarımı: Provoajans
son okuma: Sarp Erk Ulaş
sayfa tasarımı: Emiralp Emre
baskı: Tarcan Matbaacılık
sertifika no: 25744

Katılımcı-Yazarlar
(Soyadına göre alfabetik sırada)

Ahmet Akbaş, Merve Arabacı, Gizem Armutçuoğlu, Uğur Erkan Aslan, Mehmet Selim Aslanyürek, Hande Atağ, Saniye İnci Avcu, Merve Ay, Yonca Aydın, Bilgesu Aygır, Ece Başaran, Zehra Bayraktar, Deniz Berber, Dilan Bilgen, Muhammet Boğdi, Çağla Burc, Elif Büyükgümüş, Cansu Cangir, Özge Cimbiş, Cansu Coşkun, Yunus Çağlar, Esin Çakmak, Ayşenur Çakmak, Alparslan Çelik, Eda Nur Çengel, Nurullah Çetin, Utkucan Çimen, Merve Dağaçıkan, Zeynep Gülşah Demir, Gökhan Demir, Doğal Demirtaş, Meryem Dulgun, Selim Burak Durak, Sezen Elcik, Gökhan Emer, Ezgi Seray Erdoğan, Zarife Erlik, Gizem Eroğlu, Nazlı Aysu Esmer, Burak Fidandan, Tanıl Gökçe, Salih Gökmen, Duygu Gümüş, Özge Habip, Şevin Hezer, Zübeyde Ezgi Horzum, Ezgi İlter, Şilan İmal, Berna İncu, Ali Yasin Kafes, Özge Kalkan, Pelin Kapı, Burcu Karabacak, Gizem Karagöz, Berivan Karakaya, Cansu Karaman, Funda Kaya, Fatma Nur Keman, Ecem Keskin, Remzi Kaan Kırtay, Kısmet Koç, Kadri Serkan Kostak, Buse Kula, Sena Kurtcan, Merve Martin, Büşra Okuyucu, Gizem Oytun, Aylin Ökek, Ayşegül Örümlü, Gülşah Özcan, Neşe Öztürk, Emine Saki, Hazel Saraç, Hayriye Sezer, Seren Suner, Berna Şahin, Sefkan Şenli, Seçil Şirinkaya, Umut Tarhan, Buse Tunçer, Dilan Üzgün, Gizem Tutku Yaşar, Tuğba Yatkın, Umut Can Yıldırım, Burcu Yörü, Mustafa Yüksel

İçindekiler

Sunuş

Birinci Bölüm için Açık Çağrı

BİRİNCİ BÖLÜM: AYRIMCILIK, ÖTEKİLEŞTİRME VE DIŞLAMA ALANLARI

I. Cinsiyet
II. Etnik Köken
III. Mezhep
IV. Etnik Köken ve Mezhep

İkinci Bölüm için Açık Çağrı

İKİNCİ BÖLÜM: AYRIMCILIK, ÖTEKİLEŞTİRME VE DIŞLAMANIN VAROLUŞSAL-PSİKOLOJİK KÖKENİ

I. İnsanlar Arasındaki Eşitsizliğin Kaynağı: Seçilmişlik Arzusu
II. İnsanlar Arasındaki Eşitliğin Zorunluluğu: Aidiyetler ve Bedenin Seçilemezliği
III. İnsanlar Arasındaki Eşitsizliğin Sonu: Kendini Gerçekleştirme Özgürlüğü

Kitabın Hazırlanışı Hakkında Yöntem Notları

Sunuş

Bu rehber, herkesin rahatça ayrımcılık, ötekileştirme ve dışlama yapabilmesini kolaylaştırmak amacıyla hazırlanmıştır. Günümüzde ayrımcılık eskiden olduğu gibi sadece seçkinlerin sahip olabildiği bir lüks olmaktan çıktı. Aşırılıkların sıradanlaşması sayesinde toplumun bütün kesimleri birbirini ötekileştirebilir hale geldi. Önceleri genellikle sosyetenin kenar mahalleyi dışlaması şeklinde görülen ayrımcılık, şimdilerde kenar mahallelerin de kendi aralarında birbirlerini ötekileştirmeye başlamasıyla büyük bir zenginlik ve çeşitlilik kazandı.

Fakat yine de ülkemiz insanları henüz layık oldukları düzeyde ayrımcılık, ötekileştirme ve dışlama yapamıyor. Geniş halk yığınlarından büyük talep olmasına rağmen bu konular hâlâ okullarda ders olarak okutulmuyor. Bazı ders kitaplarında ayrımcılığa özendirici kısımlar bulunuyorsa da bütün ayrımcılık çeşitlerinden bahsedilmiyor. Üstelik verilen örneklerin hem sayısı az hem de yeterince ayrıntılı değil. İnsanlarımız gündelik dışlama ihtiyaçlarını bile karşılamaktan uzak kalıyor. Oysa Batı’da herkes küçük yaştan itibaren anadilini konuşur gibi herkesi ötekileştirebiliyor. Eğitim şart!

Resmî makamlar ve kamu kuruluşları da gereken hassasiyeti göstermiyor. Ayrımcılık karşıtı propaganda yapan gerçek ve tüzel kişilere ses çıkarmadıkları durumlar oluyor. Ara sıra bazı sivil toplum kuruluşlarının kendi imkânlarıyla ayrımcılık projeleri yürüttüğü görülüyorsa da basın ve medya bu çalışmalara hak ettiği yeri vermiyor. Küçük yerleşim birimlerinde gerçekleşen pratik ayrımcılık faaliyetleri ise ancak yerel basında yer bulabiliyor ve sadece sınırlı bir kesime ulaşabiliyor. Neyse ki sosyal medya bu açığı kısmen de olsa kapatmaya başladı. Kimlere nasıl ve hangi ölçülerde ayrımcılık, ötekileştirme ve dışlama uygulanabileceğinin örneklerini sosyal medyada daha sık görebiliyoruz. Hatta zaman zaman iş, siyaset, medya ve üniversite çevrelerinden uzmanların katkılarıyla son derece seviyeli ve aydınlatıcı ayrımcılık örnekleri- ne rastlayabiliyoruz.

Sonuçta daha çok, daha kaliteli, daha etkili ayrımcılık yapmak herkesin hakkı; öyle değil mi? En yakınınızdakilerden başlayarak hiç tanımadığınız insanlara kadar hemen herkese yönelik ayrımcılık, ötekileştirme ve dışlama yapabilmelisiniz. Düşmanlık yapma, mağdur etme, mahrum bırakma, maruz kılma, zorlama, baskılama, bastırma, susturma, yıldırma, sindirme gibi uygulamaları siz de en kolay yoldan öğrenebilmelisiniz.

Elinizdeki rehberi kullanmak için önceden bu konularda bir eğitim almış olmanız gerekmiyor. Bu rehber sayesinde işe sıfırdan başlayabilir ve uzman bir ayrımcı haline gelebilirsiniz. Daha önce nefret etmediğiniz insanlardan bile bu rehber sayesinde nefret etmeye başlayabilirsiniz. Bu rehber sizi soyut kavramlarla uğraştırmıyor, teorik cambazlıklarla oyalamıyor. Gerçek hayattan alınmış, birebir yaşanmış ayrımcılık, ötekileştirme ve dışlama örnekleri sunuyor. Bu yaşanmış örneklerden yola çıkarak doğrudan kendi ayrımcılık faaliyetlerinize girişebilirsiniz. Eğer henüz karşılaşmadığınız bir ötekileştirme örneği varsa bu rehber sayesinde repertuarınızı genişletebilirsiniz.

Üstelik, rehberin kullanımı da çok kolay. Tüm ayrımcılık, ötekileştirme ve dışlama ihtiyaçlarınızı karşılayabilmek için konuları kısa başlıklara ayırdık. İstediğiniz yerden okumaya başlayabilirsiniz. Rehberi baştan sona, sondan başa veya ortalarından herhangi bir yöne doğru dilediğiniz gibi kullanabilirsiniz.

BİRİNCİ BÖLÜM

Birinci Bölüm için Açık Çağrı

Bu rehberin birinci bölümü, ayrımcılığa, ötekileştirilmeye ve dışlamaya maruz kalan kişilerin başlarından geçen olayların kısa öykülerinden hazırlanmıştır. Eğer siz de bu rehbere, başınızdan geçen veya birinci elden tanıklık ettiğiniz gerçek ayrımcılık öyküleriyle katkıda bulunmak isterseniz bize iletebilirsiniz.

İlettiğiniz öykülere, kitabımızın daha sonraki baskılarında, “Yöntem Notları” bölümünde açıklanan ilkelere uygun biçimde, yer verilebilir. Bu amaçla sizinle doğrudan iletişime geçilerek yazılı izniniz ve onayınız alınacaktır.

Katkılarınızı alarak kitabımızın kapsamını genişletmeyi, ortak deneyimlerimizi daha yaygın şekilde paylaşmayı ve dolayısıyla ayrımcılığa karşı mücadele ve dayanışmayı güçlendirmeyi hedefliyoruz.

Katkılarınızı iletmek, sorularınızı sormak ve iletişime geçmek için lütfen e-posta gönderiniz: otekirehber@gmail.com

İKİNCİ BÖLÜM

İkinci Bölüm için Açık Çağrı

Bu kitap, ayrımcılık-ötekileştirme-dışlama gibi yaygın, derin ve köklü bir konuyu bütün yönleriyle irdelemeyi ve meselenin her ayrıntısına bir defada nokta koymayı amaçlamıyor. Böyle bir iddiası yok. Şöyle bir önerisi var: Ayrımcılığı anlamak için ayrımcılığın görünümlerini, örneklerini sergilemenin yanısıra kaynağını da araştırıp anlamalıyız. Ayrımcılık söylemleri de eylemleri de saymakla bitmeyecek kahredici bir çeşitlilik ve karmaşıklıkta karşımıza çıkar. Bazı durumlarda kendisini görünmez kılabilir. Görünümlerden ve örneklerden yola çıkarak ayrımcılıkla mücadele etmek gereklidir. Fakat bu da yeterli olmayabilir. Bu stratejiyi yetersiz kılan, her örneğe bir karşı örnek bulunma olasılığıdır. Etkili bir mücadele stratejisinin elinde bu görünümlerin üreticisi olan kaynağı her seferinde şaşmaz şekil- de bulacak bir saptama aracı bulunmalıdır. Öyle ki söze dökülme, gösterilme veya örneklenme güçlükleri nedeniyle parmak basmakta zorlandığımız ama aslında açıkça ayrımcı olan tüm söylem ve eylemlerin ayrımcı olduğunu kanıtlamak mümkün olsun.

Burada, ayrımcılığın seçilmişlik arzusu adını verdiğimiz temel bir motivasyondan kaynaklandığını ileri sürüyoruz. Bu arzunun güdülediği insanların ve toplumların başkalarını değersizleştirerek kendilerine geniş bir yer açmaya ve üstün bir konum elde etmeye çalıştıklarını, bu amaçla ayrımcılığı bir dünya görüşü ve bir yaşama biçimi haline getirdiklerini açımlamaya çalışıyoruz.

İlk bölümün tamamlayıcısı olarak düşündüğümüz bu deneme pek çok açıdan eksik ve yetersiz bulunacaktır. Okurlarımız bizi bu eksik ve yetersiz noktalarda yorum, görüş ve önerileriyle destekleme inceliğini gösterirlerse bundan büyük mutluluk duyacak ve doğru bir iş yapma yolunda olduğumuzu düşüneceğiz. Bize ulaşacak tüm katkılara kitabın sonraki baskılarında yer vermeyi arzu ediyoruz.

Katkılarınızı iletmek, sorularınızı sormak ve iletişime geçmek için lütfen e-posta gönderiniz: otekirehber@gmail.com

Kitabın Hazırlanışı Hakkında Yöntem Notları

Bu kitabın esas malzemesini, İzmir Üniversitesi Psikoloji Bölümü öğrencilerinin kaleme aldığı ayrımcılık, ötekileştirme ve dışlama örnekleri oluşturdu. Kitabın ana fikri bu kavramların tartışıldığı bir seminer sırasında ortaya çıktı. Seminerdeki etkileşimli tartışma ortamında, katılımcıların sağladığı örnekler aracılığıyla gelişen kavramsal anlayış doğrultusunda, bu öykülerin yazılıp derlenmesi düşüncesi oluştu. Bu düşünceyle katılımcılar, başlarından geçen veya birinci elden tanıklık ettikleri yaşantıları birer kısa öykü (anekdot) halinde yazdılar.

Seminere katılan öğrencilerin  (128)  büyük çoğunluğunun (117) ayrımcılık deneyimlerini, seminerde paylaşılan ortak kavramsal çerçeveye uygun şekilde öyküleştirebildiği gözlendi. Az sayıda (11) katılımcının ise “ayrımcılık, ötekileştirme, dışlama” kategorisini “tesadüfen veya kazara mağduriyet, sıradan kaba davranışa maruz kalma, bir arkadaş grubuna hemen kabul edilmeme” kategorileriyle karıştırabildiği anlaşıldı.

Katılımcı öykülerinin, konunun doğasını geniş planda ve derinlemesine tartışıp değerlendiren düşünce yazıları veya metodolojik verilere dayalı bilimsel raporlar olması amaçlanmadı. Her bir katılımcıdan, başından geçen örnek olayı, kendi kişisel bakış açısından yer-zaman-kişi belirterek aktarması beklendi. Öykülenen yaşantıya ilişkin yorum, kanaat ve hislerin somut bir olaya ilişkin kişisel deneyim merkezinde ifade edilmesi istendi. Bazı katılımcılar genel, bazıları ise daha ayrıntılı anlatılarla katkıda bulundular. Bu anlatıların bazıları, aktardığı yaşantıyı bir düşünce yazısı haline getirecek unsurlar barındırmakla birlikte, tüm öyküler kişisel de- neyim eksenini korudu ve tamamı en az bir somut yaşantı aktardı.

Derleyici-yazar, katılımcı-yazarların kısa öykülerine kapsam veya içerik yönünden hiçbir müdahalede bulunmadı. Bu anlam- da, derleyici yazarla katılımcı yazarlar arasında, öykülenen yaşantının anlamı bakımından görüş birliği içinde bulunma-bulun- mama durumu söz konusu olmadı. Derleyici-yazar, kısa öyküleri sadece ilgili kategorilerde yer almaya uygun olup olmadıkları açısından değerlendirdi, kapsam ve içeriğine katılıp katılmama açısından herhangi bir eleme yapmadı.

Kitaba katkıda bulup bulunmamak tamamen gönüllülük esasına dayandı. Bu doğrultuda katkı vermek isteyen tüm katılımcılardan yazılı onay alındı. Bu durum katılımcıların akademik başarısını olumlu ya da olumsuz yönde etkileyecek hiçbir sonuç doğurmadı.

Katkısının kitapta yer almasına yazılı onay veren 107 katılımcı arasından 86 katılımcının öyküsü bu kitapta yer aldı. Diğer 21 katılımcı-yazara ait kısa öyküler ise bu derlemede ele alınan kategoriler dışında kalan ayrımcılık kategorilerine (sosyal-sınıfsal ayrımcılık, dinsel ayrımcılık, fiziksel özellik ayrımcılığı) örnek oluşturduğu için daha sonraki derlemelerde değerlendirilmek üzere saklandı.

Kapsam ve içerik özgünlüğünün yanısıra, tüm katılımcıların kısa öyküleri biçim açısından da özgün hallerini korudu. Anekdotlar, dilbilgisi, yazım kuralları ve terminoloji bakımından düzenleme sürecinden geçirildi fakat anlam farklılaşmasına yol açacak düzeyde bir değişiklik, ekleme veya çıkarma yapılmadı. Çoğu durumda, aksaklık olarak görülebilecek bazı ifade biçimleri olası bir anlam değişimine yol açmamak için olduğu gibi korundu. Sadece çok belirgin cümle düşüklükleri veya anlatım kopuklukları mümkün olan en az dokunuşla gözden geçirildi.

Katılımcı-yazarların kısa öykülerinin kategorilenmesi ile kitabın genel tema ve üslubu tamamen derleyici-yazar tarafından belirlendi. Bu anlamda, gerek kategorileme gerekse tematik izlek ve benimsenen üslup nedeniyle anekdotların kapsam ve içeriğinin algılanışında oluşabilecek tüm anlam farklılaşmalarından derleyici-yazar sorumludur. Bu sorumluluğun bir gereği olarak, hangi anekdotun hangi katılımcı-yazara ait olduğu bilgisi okuyucularla paylaşılmadı. Okurlarımızın bu durumu anlayışla karşılayacağını umut ediyoruz. Bu kitabın, böyle bir önlem almak zorunda kalmayacağımız günlere erişmeye hizmet etmesini de amaçlıyoruz.

Çalışmanın Sınırlılıkları

Bu derleme, İzmir Üniversitesi Psikoloji Bölümü öğrencilerinin deneyimlerinden derlenen verilerin izin verdiği genelleme ölçüsüyle sınırlıdır. Katılımcı-yazarlar Türkiye’nin her coğrafi bölgesinden ve 38 farklı yerleşim biriminden geliyor olmakla birlikte, bu derlemede yer alan öykülere, ülke nüfusunu temsil eden bir örneklemden elde edilmiş nicel veriler olarak değil, ele aldığı temaları ayrıntılı incelemeye elverişli nitel veriler olarak bakılmalıdır.

Nicel ve nitel verilerle çalışmanın iyi bilinen belirgin avantajları ve dezavantajları vardır. Nicel veriler nüfustaki eğilimleri temsil ederek genellemeye izin vermek gibi bir üstünlüğe sahipken, nitel veriler ele aldığı konunun doğasını çok boyutlu ve derinlemesine incelemeye olanak sağlar. Başka bir deyişle nicel veriler, temsil edicilik ve genelleme uğruna ele aldığı konunun kavramsal çerçevesini nicel ölçülebilir özelliklerle sınırlamak zorunda kalırken, nitel veriler, konunun doğasını geniş bir kavramsal çerçevede derinlemesine çözümleme uğruna temsil edicilik ve genellemenin bazı imkânlarından feragat eder.

Nicel ve nitel verilerle yapılan çalışmalar arasındaki farkı, bir şehri haritalar ve istatistikler aracılığıyla tanımakla sokaklarında yürüyerek, insanlarla tanışarak, alışveriş ederek, bir süre çalışarak, şehrin ahalisinden biri gibi yaşayarak tanımak arasındaki farka benzetebiliriz.

Nicel genelleme olanaklarının bazılarından feragat etmek demek, nitel verilerden yola çıkarak genelleme yapılamaz demek değildir. Kuşkusuz, nicel veri ile nitel veri arasında temsil edicilik ve genelleme bakımından nicel veri lehine bir fark vardır. Fakat tersinden gidersek, benzer bir fark, konunun doğasının çok boyutlu ve derinlemesine anlaşılması, açıklanması bakımından bu kez nitel veri lehine vardır. Bu anlamda nicel ve nitel veriler, metodoloji (yöntembilim) literatüründe öteden beri vurgulandığı gibi birbirinin yerine geçici değil, aksine, birbirini tamamlayıcıdır.

Nitel verilere dayalı çalışmalar, çalışmanın yapıldığı alanda ihtiyaç duyulabilecek her başlık altında değerlendirme yapma iddiasında olamaz. Nitel veriye dayalı bir çalışmadan, bir kısmını aydınlatmayı hedeflediği alanın tamamını ilgilendiren sözler söylemesi de beklenemez. Nitel verilere dayalı çalışmalar çoğu kez belirli yönleri daha derinlemesine işleyip belirli yönleri ihmal ede- bilen çalışmalar olmaları sebebiyle eleştirilirler. Oysa bu esneklik, nitel çalışmayı nitel çalışma yapan en önemli metodolojik özelliktir. Nitel verilere dayalı çalışmalar belirli yönleri, derinlemesine işleyebilmek veya bir işleme sırası oluşturmak maksadıyla daha öne çıkarabilir. Böylece konunun diğer yönlerinin hem sistemli bir sıra dahilinde hem de başka araştırmacıların işbirliğine ve denetimine açık kalacak şekilde çalışılmasına zemin yaratır.

Bu kitapta, ayrımcılık, ötekileştirme ve dışlama kategorisinin kapsaması gereken ama bu çalışmanın kapsayamadığı oldukça büyük boşluklar bulunmaktadır. Bu boşluklar özel bir tercih veya beğeni ifadesi olarak okunmamalıdır.  Ayrımcılık,  ötekileştirme ve dışlama, her biri kendi başına büyük alanlar kaplayan küresel çalışma alanlarıdır. Bu kitapta, bu alanlarda bulunabilecek tüm başlıklarda örnekler sunmak amaçlanmamıştır. Böylesi bir örnekleme ancak uzun soluklu ansiklopedik çalışmalarla mümkün ola- bilir. Kitabın taradığı açı kendi özgün verilerini, değerlendirmelerini, çözümlemelerini ve en nihayet önerilerini ortaya koymaktır.

Teşekkür

Bu kitapta çok sayıda insanın emeği var. Katılımcı-yazarlar başta olmak üzere, öyküleriyle kitabı var eden İzmir Üniversitesi Psikoloji Bölümü’nün tüm öğrencilerine teşekkür ederim.

İzmir Üniversitesi Psikoloji Bölümü’nü bir dostluk ve dayanışma iklimine yükselten sevgili hocalarım Sezen Zeytinoğlu, Deniz Apaydın Giray, Duygu Güngör Çulha, Mehmet Akif Güzel, Işıl Çoklar, Eren Korkmaz’a ve tüm bölüm arkadaşlarıma teşekkür ederim.

Kitabın taslağını okuyarak değer biçilemez eleştirilerini esirgemeyen ve yapıcı geribildirimleriyle beni aydınlatan Özgür Erbaş, Utku Özmakas, Erkan Uzun, Sertan Batur, Ersin Aslıtürk, Ahmet Tosun, Yudit Namer, Olga Selin Hünler, Nezih Düzen, Metin Solmaz, Süreyya Tamer Kozaklı, Alev Özkazanç, Sevgi Can Yağcı Aksel, Cem Duran, Değer Eryar, ve Kerem Kandemir’e teşekkür ederim.

Kitabın bütün eksiğinin kusurunun bana ait olduğunu belirtmek isterim.

Rehber-Arka-Kapak

Yorumlayınız:

Please log in using one of these methods to post your comment:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s

%d blogcu bunu beğendi: