Trol, ‘sizinle aynı fikirde olmayan kişi’ değildir; fikrinizi parçalayıp dağıtmaya çalışan kişidir.
Trol sizinle fikir tartışmaz, herhangi bir düşünce veya görüş geliştirmeyle ilgilenmez. Düşüncenizi dayanaklarından kopartır. Bunun için izlediği başlıca yol laf cımbızlamaktır. Trol, sizin bir cümlenize, kelimenize, benzetmenize, mecazınıza, göndermenize, referansınıza takar. Onlardaki herhangi bir özelliği ‘kusur’ olarak öne sürer ve bunu sizin kusurunuz haline getirir.
Her söz, o sözden önce söylenmiş ve sonra söyleneceklerle anlam kazanır. Trolün etkisi bu bağlamı dağıtmaktan gelir; aradan çektiği veya araya sokuşturduğu bir kelime-bir görüntüyle bir insanı da bütün bir coğrafyayı da mahkum edecek ‘kanıt’ üretir. Her düşünceyi ana fikrinden, tarihçesinden, amacından, hedefinden koparıp parçalayacak, çıkış mantığından uzağa savuracak, ortada tartışılmakta olan meselenin ne olduğunu karıştırıp unutturacak saldırı araçlarıyla hareket eder. Bu araçların başında meseleyi kişiselleştirmek, örnek olmayan örnekleri öne sürmek, özel hayatı ve geçmişi kurcalamak, kişinin yaptıklarından söylediklerinden yola çıkarak yapmadıkları söylemediklerinden suç, kabahat, noksan icat etmek, bilgi veya bulgu olmayan iddiaları savunmak gibi herkese saç baş yolduracak hamleler gelir.
Trole sürekli olarak “ben onu demek istemedim, bunu demek istedim” demek zorunda kalırsınız. Ve trol, siz her ne demek isterseniz isteyin sizin bakış açınızdan bakmaya yanaşmaz. Öne süreceğiniz kanıtlar işe yaramaz. Trol, kanıtları da bağlamından koparır. Genel kanıtları özel örneklerle çürütür. Kendi örneğinde ısrarcıdır. Aksi örnekleri örnek kabul etmez. Tekil örneklerle çürütülemeyecek hiçbir olgu yoktur. Trol bunu kullanır. Ortalama eğilimleri, aynı dağılımın uç sonuçlarıyla çürüttüğünü iddia eder.
‘Sizinle aynı fikirde olmayan kişi’ ise konuştuğunuz konuya farklı açılardan yaklaşır. Bu bakış açıları paylaşılır veya paylaşılmaz. Ortak noktalar bulunur veya bulunmaz. Fakat tartışma ortamı ve uzlaşma yolu açık kalır. Uzlaşma yolu açık kalmıyorsa karşınızdaki fikir sahibi bir kişi değil, troldür.
Trol, bir ‘laf-anlamaz’dır.
Trol, lafla alt edilemez. Sadece olduğu gibi boşa düşürülebilir. Trolü boşa düşürmenin bir tek yolu vardır: Muhatap almamak. Kesin, net, ve istisnasız muhatap almamak. Trolle tartışmak sonuçsuzdur. Trol orada olmak için oradadır, tartışmak veya sonuç almak için değil. Siz orada olduğunuz sürece o da orada olacaktır.
Trolün ihtiyacı önemsenmektir. Sizin yüreğinizi soğutacak en sert, en etkili söz bile trol için önemsenmek anlamındadır. Ne söylediğinizin bir önemi yoktur. Konuşmaya devam ettiğiniz sürece trolü önemsiyorsunuz demektir.
Trol önemsenmezse yaşayamaz, yok olur. Trolü önemsemeyin demek hiç ama hiç cevap vermeyin demektir. Bu elbette sabır ve kendini tutma becerisi gerektirir, fakat kesin sonuç sadece bu şekilde alınır.
Trol, alçaklığın paralı askeridir.
Trol, kiralıktır. Genellikle alçak siyasetçi tarafından kiralanır. Alçak siyasetçi, trol sayesinde gerçek kimliğini, yani çıplaklığını örter. Trol bu alçak siyasetçinin giysileri gibidir. Trol ortadan kaybolursa alçak da çırılçıplak ortada kalır, saklanamaz. Bir alçak trolü kadar güçlüdür.
Alçak siyasetçiyi çıplak bırakıp açığa çıkarmanın şartı trole takılmamaktır. Trol size takarak sizi kendisine takar. O sırada trol sahibi alçak, yeni bir hainlik peşindedir. Siz trole zaman ve enerji ayırıp oltaya geliyorken alçak siyasetçi sizin için yeni bir işkence kancası hazırlıyordur.
Trolün trol olduğunu zamanında fark etmeyenler eninde sonunda bir hata yaparlar. Bu hata, kendilerinin diğerlerini eleştirdikleri işlerden birini yapmakla veya sözlerden birini etmekle olur. İşte o noktada trol geri çekilir, sahibi alçak ortaya çıkar ve “gördünüz mü, güya bizi eleştiriyordu ama kendisi daha fenasını yapıyormuş” diye izan ehlinin kazara düştüğü hali cümle aleme faş eder. Alçak siyasetçi, kendi hamleleriyle kazandığı itibardan çok daha fazlasını muhaliflerinin hatalarından kazanır.
Trolün de sahibinin de tek korkusu açığa çıkmaktır; bu yüzden alçağa alçak, trole trol demekten sakınmamak gerekir. Yüzlerine değil, ortaya. Trolün yüzüne trol, alçağın yüzüne alçak demek hiçbir işe yaramayacağı gibi döner sizi incitir. Açığa çıkarmak derken trolü de alçağı da orta yere ifşa etmekten bahsediyoruz.
Açığa çıkmak ile geri çekilmek arasında kalan trol ve sahibi, açığa çıkmaktansa geri çekilecektir; trolleri ve alçakları teşhis etmenin yollarından biri de onları bu açmaza sokmaktır.
Elbette bu geri çekilmeyi, kılık değiştirip yeniden saldırmak üzere kullanacaklardır.
Trolün de bir kişiliği vardır!
Trolde göz-izan-akıl-mantık-vicdan-sağduyu bulunmaz; çünkü trol, bir gün sahibi gibi ‘alçak-ama-güçlü’ olma hayali kuran çapsız bir ahmaktır
Trol; hatasının yüzüne vurulmasından rahatsız olmaz, küçük düşmekten utanmaz, uzmanlığa saygısı yoktur, önemli-önemsiz ayrımına bakmaz.
Trolün sinirini bozmak imkansızdır. Sizinse er ya da geç siniriniz bozulur. Trol, sizin sinirinizin bozulup yanlış yapmanızı bekler. Sizden gelecek en galiz saldırılara bile duyarsızdır. Sizi, savunmakta zorlandığınız bir noktada bulduğu anda ise bütün varlığınızı bu noktaya indirger.
Trol asla kendini savunmaz. Sürekli saldırı halindedir. Göstereceğiniz hiçbir yanlışa bulaşmaz. Hepsinin etrafından dolaşmayı bilir.
Trol, rakibin kendisini savunmasından bizim anlayamayacağımız çarpıklıkta bir haz duyar. Trol karşısında savunma pozisyonuna düştüğünüz an, kaybettiğiniz andır; neyi savunduğunuzun bir önemi yoktur, savunma pozisyonuna geçmiş olmanız yeterlidir.
Trol bir ‘sinir etme’ ve ‘insanı çileden çıkarma’ uzmanıdır. En büyük gıdası muhatabının sosyal nezaketidir. Trol, sosyal nezaketi boşa düşürür. Trolle muhatap olanların veya maruz kalanların “bak güzel kardeşim…” diye başladıkları lafı “ben de senin sülaleni…” diye bitirdikleri çoktur. Sosyal nezaket sahibi şahıs, trolle giriştiği ‘tartışmayı’ daha en başından “anlatılmasına gerek olmayanı anlatmaya çabalamak” sırasında kaybetmiştir. Dünya’nın Güneş etrafında döndüğünden bile daha kesin olan şeyler hakkında trole dert anlatmaya çalışırken, kendisini, nesebinin sahihliğini savunurken buluverir.
Bunun da yegane ilacı – döndük başa – trolü muhatap almamaktır; sadece başında değil, sonrasında da muhatap almamak, ta ki trol ortalıktan çekilinceye dek.
Daha fazla bilgi, daha fazla sabır, ve daha az yanlış yapmakla her trol ve her alçak saldırısı boşa düşer.
Trolün de sahibinin de gücü kendi marifetlerinden değil sizin sabırsızlığınızdan gelir, siz sinirinize hakim olup muhatap olmazsanız trol de havasını alır sahibi de.
Not: Bu yazıda, daha önceki Kiralık Troller ve Alçaklığın ‘Politik Psikopat’olojisi başlıklı yazıdan bazı pasajlara da yer verildi.
[Devam edecek…]
…
‘Trol olduğunu bilmeyen trol’ olur mu?
…
Trol olduğunu bilmeyen trol, yaptıklarının sorumluluğundan muaf olur mu?
…
Ekrem Düzen
Serinleyenler